Asitli İçecekler Vücudumuzu Nasıl Etkiler?

Birçoğumuz gazlı içecekleri su gibi hatta bazılarımız su yerine tüketmektedir. Bu içeceklerin temel bileşeni her ne kadar su olsa da, içerdiği diğer bileşenler toksik ve vücuda ciddi zarar verebilecek nitelikte olup daha çabuk yaşlanmamıza neden olmaktadır. Nedenini gelin birlikte inceleyelim;

§ Gazlı içecek tüketenlerin obeziteye yakalanma ihtimali 1.6 kat daha fazladır.

§ Asitli içeceklerin diyabetle ilişkili sorunu, vücudun şekeri işleme fonksiyonlarında bozulmaya neden olmasıdır. Günde 1 veya daha fazla gazlı içecek içen kadınların ayda en fazla 1 defa gazlı içecek tüketen kadınlara göre tip2 diyabete yakalanma ihtimalleri %83 daha fazladır.

§ Gazlı içecek tüketenlerin diş minelerinin normalden 2-3 kat daha hızlı yıpranmaktadır.

§ Yüksek asit değerine sahip olmaları ve radikal minerallerde dengesizlik yaratmalarından ötürü böbrek taşı oluşumuna neden olmaktadırlar. Üstelik kalsiyum alımına engel olmaktadır. Kalsiyum böbrek taşı oluşumuna engel olan en önemli mineraller arasında görülmektedir. Günde 2 veya daha fazla kolalı içecek tüketmek, böbrek hastalıklarına yakalanma riskini 2 kat arttırmaktadır.

§ Bu içeceklerin içinde glikoz yerine daha çok fruktoz hatta sükroz kullanıldığı için bu kimyasalların vücutta artışı kan basıncını arttırmaktadır.

§ Yüksek asitlik değeri sürekli tüketildiği takdirde sindirim kanalımızda şişmelere, aşınmalara, hazımsızlıklara ve gaz oluşumuna neden olur.

§ İçerdikleri yüksek kafein, hassasiyet, uykusuzluk, tansiyon, sindirim rahatsızlığı ve düzensiz kalp atımı gibi problemlere neden olur.

§ İçerisinde bulunan aspartamın aşırı tüketimi kanserojen etkilidir.

§ Gazlı içecek tüketen insanlarda inme ve kalp krizi riski daha yüksektir.

Gazlı içecek tüketimi sonrası olanlar;

İlk 10 dakika; vücuda 10 çay kaşığı/25 küp şeker girişi olmuştur. Bu kadar yoğun şekeri normalde yutacak olursak anında kusmaya neden olacaktır. Ancak bu olmaz çünkü fosforik asit, tat almaçlarınızı bloke ederek beyninize bu bilginin gitmesine engel olur.

10-20 dakika arasında; kana karışan yüksek oranda şeker, kan şekerini yükseltir. Bu pankreası uyararak yüksek oranda insülin salgılanmasına neden olur. Bu durum pankreasın ani ve aşırı zorlanmasına neden olur. İnsülin artışı, karaciğeri uyarırve hızlı bir şekilde bu yüksek şeker miktarı yağ olarak depolanmaya başlar.

20-40 dakika arasında; kafeinin tamamı bu süre zarfında emilir. Bu yüzden göz bebekleriniz gevşeyerek büyür, kan basıncınız artar. Bunu dengelemek amacıyla karaciğeriniz depoladığı şekeri kana vermeye başlar. Bu hızlı dalgalanma beyninizi olumsuz etkiler.

45 dakika; içindeki kimyasalların beyninize ulaşmasıyla birlikte dopamin salgınız artar ve keyif duymaya başlarsınız.

60 dakika ve sonrası; kanınıza karışan fosforik asit, ince bağırsaklarınıza ulaşarak kalsiyum, magnezyum ve çinko gibi önemli elementleri bağlamaya başlar. Bu sebeple emilim azalır, metabolizma dalgalanır. Şeker ve yapay tatlandırıcıdan ötürü kalsiyum idrarla atılır, kafein idrar çıkışını arttırır.