Bitkisel kaynaklı besinleri tüketip (meyve, sebze, soya, kuru baklagil, tahıl ürünleri,) et, balık, kümes hayvanları, süt ürünleri, yumurta gibi besinleri tercihe bağlı tüketenlere veya tüketmeyenlere vejetaryen denilmektedir. Tüm vejetaryen beslenme çeşitleri bitkisel ağırlıklıdır. Genel olarak kuru baklagiller, sebzeler, meyveler, soya, yağlı tohumlar (ceviz, fındık, badem vs.) ve tahıl ürünleri beslenmenin temelini oluşturmaktadır.
Vejetaryen beslenme tarzının seçilme nedenleri birbirinden farklılık gösterebilmektedir; sağlıklı yaşam, formunu koruma, kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, şeker, kanser gibi kronik hastalıklardan korunma, hayvan sevgisi ve dini nedenler gibi…

Vejetaryen tipi diyet, besin türlerindeki sınırlamalara göre farklılık gös­termektedir:
1. Vegan diyeti: Bunu uygulayanlar hiçbir hayvansal kaynaklı besin tüketmeyip sadece bitkilerle beslenmektedirler. Ve­ganların bazıları arıdan sağlandığı için balı, kemiğin kayna­tılmasıyla elde edilen jelatini, süt içerdiği için çikolatayı ve dondurmayı bile reddetmektedirler. Günümüzde vegan diyeti uygulayanların sayıları oldukça azdır. Veganlar, hayvansal besinleri yemedikleri gibi hay­vandan elde edildiği için yün, ipek, deri gibi giysileri giymez, hayvansal yağ içeren sabunları kullanmazlar. Veganların alt grupları da bulunmak­tadır:
· Zenmakrobiyotik diyet: Diyet, tahıllar, sebze ve meyve ile kuru bakla­gillerden oluşmaktadır. Bazı kişiler sebze ve meyve ile kuru baklagilleri de di­yetten çıkararak sadece tahıl ürünleriyle beslenmektedirler.
· Fruvitarianlar veya Früitistler: Bunlar sadece meyvelerle ve botanik bakımından meyve sayılan kabak, salatalık, biber ve domates gibi sebze­lerle beslenilmektedir. Bu diyete göre insanlar yediklerinin tekrar toprağa dönerek büyüme döngüsünün devamına inanmaktadırlar.
· Ravistler: Besinlerin pişirilmesine inanılmamaktadır. Besinlerin pişiril­mesinin besleyici değerlerinin kaybolacağına düşünülmektedir.
2. Lakto vejetaryen diyeti: Bitkisel besinlerle birlikte hayvansal kay­naklı besinlerden süt ve süt ürünlerini tüketilmektedir.
3. Ova vejetaryen diyeti: Diyette bitkisel besinlerle birlikte yumurta da yer almaktadır. Bunun yanında et ve süt tüketilmemektedir.
4. Lakto Ova vejetaryen diyeti: Bu diyette öldürülmüş hay­van ürünü yenmez, hayvan canlı iken ürettiği süt ve yumurtayı tüketilmektedir. Bu uygulama Budizm ve jainizm’ deki yaşamın kutsal olduğu ve hayvan öldürmenin ahlaki değerlere aykırı olduğu inancına dayanmaktadır. Günümüzde sıklıkla uygulanan vejetaryen beslenme tipidir.
5. Bazı gruplar da etler arasında tercih yapmaktadır. Bitkisel besinler yanında hayvansal olarak yalnızca kümes hayvanlarını tüketenlere Polo vejetaryen, yalnızca su ürünlerini tü­ketenlere Pesko vejetaryenler denilmektedir.
6.Semi-vejetaryen diyeti: Kırmızı eti tüketmeyen, sınırlı miktarda tavuk ve balık tüketmektir. Semi-vejetaryenler yumurta, süt ve türevlerini ser­bestçe tüketmektedirler.
* En sağlıklı vejetaryen beslenme şekli: Lakto Ova Vejetaryendir.
Vejetaryen Beslenme Şeklinin Sağlık Yönünden Yararları
· Diyetin doymuş yağ, kolesterol ve hayvansal protein içerikleri düşük, posa, antioksidan ve fitokimyasallar açısından zengin bir beslenme tarzıdır.
· Posa alımı yeterli olduğu için kabızlık görülme sıklığı azdır.
· Kan kolesterol düzeyini dengeleyici etki gösterir.
· Bu şekilde beslenen kişilerde kalp damar hastalığı, şişmanlık, şeker hastalığı ve bazı kanser türlerinin görülme sıklığı azdır.
· Hipertansiyon, safra taşı, böbrek taşı ve divertiküler hastalıklarına karşı koruyucudur.
· Et gibi yüksek protein içeren besinlerin fazla tüketimi, kemiklerden kalsiyum kaybına neden olabilmektedir.
· Et içindeki homosistein, pişirme işlemi ile okside olan yağ asitleri ve birçok kansere sebep olan oksidant maddeler et ve türleri tüketilmediği için alınmamaktadır. Ayrıca hayvanlara verilen antibiyotikler, hormonlar, kimyasal maddeler ve etin içerisindeki kanserojen yükten etkilenilmemektedir.
Vejetaryen Beslenme Şeklinin Sağlık Yönünden Zararları
· Besin çeşitliliğinin sağlanamadığı durumlarda protein, vitamin ve mineral eksiklikleri görülmektedir.
· Özellikle veganlarda demir eksikliği (anemi) ve B12 vitamini yetersizliği ön plandadır. B12 vitamini sadece hayvansal kaynaklı besinlerde bulunmaktadır. Buna bağlı olarak yorgunluk, eğer gelişme çağında ise büyüme ve gelişmede yavaşlama ve sinir sisteminde kalıcı zararlar görülmektedir. B12 vitamininin yeterli miktarda tüketilmemesine bağlı olarak kanda homosistein artmakta, böylece kalp damar hastalıklarına yakalanma riski artmaktadır.
· Süt ve ürünlerini yeterli tüketmeyen vejetaryenlerde kemik sağlığı risk altındadır ve osteoporozis (kemik kırıkları) kaçınılmaz hale gelmektedir.
· Özellikle çocuk ve ergen veganlarda B12 vitamini, kalsiyum, demir ve çinko mineralleri eksiklikleri ön plandadır ve büyüme ve gelişme yavaşlamakta ve hatta durmaktadır.
· Vejetaryen beslenen gebelerin bebeklerinde büyüme ve gelişme geriliği, ölü doğumlar, kalp ve beynin tam gelişememesine rastlandığı bildirilmektedir. Ayrıca emziklilerde de annenin sütünde değişme olduğu belirtilmektedir.
· Vejetaryen beslenme şekli, omega 3 yağ asitleri yönünden fakir, omega 6 yağ asitleri yönünden zengindir. Bu nedenle; büyüme döneminde beyin gelişimi olumsuz etkilenebilir, göz ve merkezi sinir sisteminde hasarlara neden olabilmektedir.
· Yetersiz beslenmeye bağlı olarak saçlarda dökülme, ciltte kuruma görülmektedir.
Gebe, emzikli, çocuk ve ergenler hiçbir şekilde vejetaryen beslenme şeklini uygulamamalıdır.